Şehir Hayatında Çevrecilik

Akşamüzeri saatleri, hava alacakaranlık… Daha önce rastlamadığınız güzellikte bir kuş sesi duyduğunuzu hayal edin. Öyle etkilendiniz ki bu kuşun her akşam aynı saatte aynı şarkıyı söylediğini fark edince sürekli ona dikkat kesildiniz; camlara, balkonlara çıkıp hep onu beklediniz, dinledikçe enerji doldunuz, huzur buldunuz, sadece bir kuş sesiyle nasıl mutlu olduğunuza şaşırdınız.

Şehir hayatı insanlarının birçoğu doğayla irtibat kurduğunda farklı bir heyecan duyar; adeta yeni bir keşif gibi, onu daha yakından tanımak ister, peşinden sürüklendiği bu güzelliklere karşı koyamaz. Bazen bir kuş sesi, bazen heybetli bir ağacın rüzgarla birlikte sallanan zarif yaprakları, bazen ise masmavi denizlerdeki dalgaların dansı… Böyle anları anımsadığımızda içimizde beliren rahatlama hissi, doğanın insan hayatındaki rolünü en gerçekçi şekilde özetlemeye yetiyor.

Basit bir orman yürüyüşünün bile hayata bakış açımızı değiştirdiğini, hayallerimizin farklılaştığını, iç huzurumuzu doyurduğunu görebiliriz.

Peki, şehir içinde çevreci yaşamak ne kadar mümkün? Genel yaşam tarzımızı çok fazla etkilemeden sadece bazı alışkanlıklarımızı tekrar gözden geçirip yapacağımız ufak değişikliklerle çevreci şehirlerin sürekliliğini sağlayabilir miyiz?

Temelde üç grup altında planlama yapabiliriz.

Evimiz

• Gündelik hayatımızın akışı içerisinde atacağımız ilk adım çöplerimizi ayrıştırmak olabilir. Kağıt, plastik, organik atıklar olarak üç ayrışma sağlayabiliriz. Günümüzde artık geri dönüşüm noktaları çoğaldı ve tüm şehirler geri dönüşüm odaklı atık toplama merkezlerini arttırıyor. Geri dönüşüme uygun atıklar değerlendirilirken organik atıklar biyogaz olarak üretime katılıyor.
• Doğal kaynakların tasarrufu öncelikle evlerimizde başlıyor. İklim değişikliği sebebiyle kritik boyutlara ulaşan su kaynakları sıkıntısının önüne geçilebilmesi için su kullanımlarımızı kısıtlayabiliriz. Yağmur suyunu veya mutfakta/banyoda sıcak suyun gelmesini beklerken akıp giden suyu bir kovaya biriktirerek bitkilerimiz için kullanabiliriz.
• Atık miktarını azaltmak adına, kullan-at ürünlere veda etmeye başlayabilir ve tekrar kullanabileceğimiz ürünlere yönelebiliriz. Pet şişe satın almak yerine kendimize bir termos edinip su veya kahvemizi yanımızda taşıyabiliriz.
• Su ayak izi düşük olan ürünleri araştırabiliriz. Su ayak izi, ürünlerin tüketiciye ulaşana kadar sarf edilen su miktarını ifade ediyor

Ulaşım

• Bisiklet veya elektrikli araç kullanımının yanı sıra toplu taşımaya yönelmek de özellikle hava kirliliği ile mücadelede önemli adımlardan.
• Karbon salınımını azaltmak hava temizliğine katkı sağlamanın yanı sıra toprak ve su kalitemizi de arttırıyor. Karbon ayak izimizi azaltmak için yürüyebiliriz, bisiklet kullanabiliriz, toplu taşımayı tercih edebiliriz, yakın mesafedeki arkadaşlarımızla işe tek araç kullanarak gidebiliriz, hibrid/elektrikli araçlara yönelmeye çalışabiliriz, uçak yerine tren yolculuklarını deneyimleyebiliriz.

Atıklarımızı ayrıştırıp dönüşüme katkı sağlamak ve ulaşım alışkanlıklarımızı değiştirebilmek için yaşadığımız bölgedeki yönetimlerin hassasiyetleri önem arz ediyor. Büyük kitleleri harekete geçirebilmek için kolaylaştırıcı ve teşvik edici bazı planlamaların gündeme alınması gerekiyor.

Etkinlik

Bir değişiklik yapalım ve

• Doğum gününü kutladığımız tüm sevdiklerimiz için artık bir fidan da bağışlayalım, adına düzenlenmiş fidan bağışı sertifikasını gördüğünde çok mutlu olacaktır.
• Yazın masmavi suların keyfini çıkarırken, 15–20 dakikamızı denizlerimizi temizlemeye ayıralım.
• Çekirdekler çöp değildir. Yediğimiz meyvelerin çekirdeklerini biriktirip onları toprağa kavuşturalım. Bu sayede yıllar sonra bizim haberimiz dahi olmadan onlarca ve hatta yüzlerce meyve ağacımız olabilir.

Dünyaya fırsat tanıdığımızda hızla kendini yenilediğine şahit oluyoruz. Bize bütün cömertliğiyle bu güzellikleri sunan doğamızın tekrar sağlığına kavuşmasına yardımcı olma vakti gelmedi mi?

Dünyayı ben mi kurtaracağım deme.

Evet, dünyayı ben kurtaracağım.