Küresel Risk: Sera Gazları
Bugün tüm dünya ülkelerinin gündemlerinde yer alan, küresel ölçekte aksiyon planları hazırlanan en büyük problemlerden biri iklim değişikliğidir. Dünya ikliminde değişiklikler doğal sebeplerden kaynaklı olabilir ancak son yıllarda bu değişikliğin altında yatan en önemli sebebin insan ve insanoğlunun yaşam şekli olduğu kabul ediliyor. Büyük ve küresel bir sorun olarak kabul edilen iklim değişikliği riskine karşı 1994 yılında 194 tarafı bulunan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi yürürlüğe girmiştir. Sözleşmenin asıl amacı atmosferdeki sera gazı birikimlerini, iklim sistemi üzerindeki insan kaynaklı etkiyi önleyecek bir düzeyde durdurmaktır.
Sera gazı nedir ve etkileri nelerdir?
Karbondioksit, metan, azot oksit gibi atmosferde ısı tutma özelliğine sahip bileşiklere sera gazı denir. Sera gazları yer küredeki ısı kaybını atmosfer tarafından engelleyerek dünyanın canlı yaşamına uygun sıcaklığa sahip olmasını sağlar. Bununla birlikte, atmosferin ısıyı geçirme ve tutma özelliğine de sera gazı etkisi denir.
Hemen her yazımızda değindiğimiz gibi aslında doğada insan kaynaklı müdahaleler olmadığında, dünyada her şey anlamlı, sürdürülebilir bir döngü ve denge içerisindedir. Isı kaybını engelleyerek dünyayı bizler için daha yaşanabilir kılan sera gazları, insan etkinlikleri ile artarak bugün tüm canlıların yaşamını ‘Küresel Isınma’ ile tehdit etmektedir.
Dünya Meteoroloji Örgütü’nün iklim üzerine araştırmalar yürüten organizasyonların verilerinden derlediği bilgilere göre; dünyada sıcaklık 1900 yılı öncesi döneme kıyasla 1.2 derece arttı. Bu veriler ışığında 2016, dünya tarihinin en sıcak yılı, 2020 ise en sıcak ikinci yıl oldu.

Bilim insanlarına göre gerekli adım atılmazsa hava sıcaklıkları 3–5 derece yükselebilir.
Bu tehditler altında gerekli adımları atmak için Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne üye olan ülkeler, küresel ortalama sıcaklık artışını 2 ° C’nin altına düşürmeyi kabul ettiler. Bugün birçok ülke Kyoto Protokolü kapsamında da sera gazı emisyonunu azaltmayı hedefliyor.
Ülkelerde sera gazı emisyonunu azaltmaya yönelik hedefler sera gazı salınımı ile ölçülüyor ve bu salınım Türkiye’de yılda kişi başına yaklaşık 6 tona denk gelmektedir. Bu oranla Türkiye, dünyanın yıllık sera gazı emisyonunun yaklaşık olarak %1'ini meydana getirmektedir. Oranı düşürmeye yönelik alınan önlemler kapsamında bu yıl 30 Kasım’da Paris’te başlayan Birleşmiş Milletler 21. İklim Konferansı’nda (COP 21) “Türkiye İçin Düşük Karbonlu Kalkınma Yolları ve Öncelikleri” raporu tanıtıldı. Bu rapor, Türkiye’nin ekonomik büyümesini devam ettirerek sera gazı emisyonlarını azaltabileceğini ortaya koyuyor.
Rapor; iklim değişikliği, küresel ısınma, karbon salınımı gibi birçok konuya dikkat çekerken tüm bunlarla ilgili ‘Zamanlama kritik: Erken kalkan yol alır, geç kalınırsa fatura kabaracak’ vurgusu dikkatimizi çekti ve #şimdideğilsenezaman mottomuzla en azından bu yazı ile harekete geçmek için sera gazı salınımını azaltmaya yönelik birkaç öneriyi sizlerle paylaşmak istedik:
• Enerjiyi verimli kullanan alet ve ekipmanlar tercih edilebilir.
• Emisyon değerleri ve yakıt tüketimi düşük taşıtlar kullanılabilir.
• Atık yönetimi için geri dönüştürülebilir atıklar tercih edilebilir ve çöpler ayrıştırılabilir.
• Tek kullanımlık ürün kullanımı azaltılabilir.
• Yeşil alanların arttırılması için ağaçlandırma faaliyetleri yapılabilir.
Raporun tamamı için: https://www.wwf.org.tr/?4620/Turkiye-sera-gazi-emisyonlarini-azaltarak-da-buyumeye-devamedebilirrapor
Kaynakça
https://www.eea.europa.eu/tr/themes/climate/intro
https://www.bbc.com/news/science-environment-24021772
https://www.seragazidogrulama.com/sera-gazi-nedir-sera-gazlari-nelerdir-nasil-olusur-sera-gazi-etkisi-nedir-seragazi-emisyonu-nedir-nasil-azaltilir
https://iklim.csb.gov.tr/birlesmis-milletler-iklim-degisikligi-cerceve-sozlesmesi-i-4362
https://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye%E2%80%99de_sera_gaz%C4%B1_emisyonu