SU KAYNAKLARININ AZALMASI
Çocukken çizdiğimiz resimleri düşünelim. Şu an birçoğumuzun gözünde hemen hemen birbirinin aynısı olan resimler belirdi. Arkada sıra dağlar, dağların arasından göz kırpan güneş, arkadaşlarıyla uçan kuşlar, mimari dokunuşlarla güzel bir ev, yerler yeşil boyalı, etraf ağaçlarla dolu, evin yanından süzülüp giden bir nehir, nehrin üzerinde bir köprü, etrafta mutlu gezen hayvanlar… Aslında çocukların hayalleri birbirine benzerdir.
Şimdi bugünkü yaşımızda aynı resmin gerçek durumunu tasvir edelim. Arkada sıra dağlar, dağların arasından göz kırpan güneş, arkadaşlarıyla uçan kuşlar, mimari dokunuşlarla güzel bir ev, yerler gri boyalı, etraf binalarla dolu, evin yanında kurumuş nehir yatağı, nehrin üzerinde çökmüş bir köprü, etrafta aç ve bakımsız gezen mutsuz hayvanlar… Aslında hepimizin ihtiyaçları birbiriyle aynıdır.
Dünya üzerindeki tüm canlıların muhtaç olduğu en temel kaynak, sudur.
Su Kaynaklarının Durumu
Dünya yüzeyinin %80’i sudan oluşsa da haritada görülen maviliklerin sadece %2,5’i tatlı su ve bu suyun %70’i buzullar içinde saklı. Yani, yerküre üzerindeki suyun tamamı 5 litrelik bir şişeye konacak olsa, biz insanların erişebileceği tatlı su miktarı, yalnızca 1 yemek kaşığına denk geliyor. Başka bir deyişle; erişilebilir tatlı su miktarı, dünyanın toplam su varlığının %1’inden bile az.
Dönem dönem şiddetli yağışlar olmasına rağmen su havzaları hemen dolmuyor. Bunun için dört yıl boyunca normalin çok üstünde yağışlar olması gerekiyor. Hatta bu durumda bile, su kullanımı devam edeceği için su havzalarının tam olarak dolması hiçbir zaman mümkün olamayacak.
Üç yılda bir düzenlenen Dünya Su Forumu’nun başlangıcında yer alan rapora göre, global ölçekte her yıl yaklaşık 4 bin 600 milyar metre küp su kullanılıyor. Bu suyun %70'i tarımda, %20'si sanayide ve %10'u konutlarda tüketiliyor. Tarım, su kıtlığının hem ana nedeni hem de israfıdır. Tarımsal üretim, tüm su çekimlerinin neredeyse %70'ini ve bazı gelişmekte olan ülkelerde %95'ini oluşturmaktadır. Türkiye’de bu oran yaklaşık %70'tir.
Bir de şöyle düşünelim, her gün tükettiğimiz yiyeceklerle ‘yediğimiz su’ içtiğimiz sudan çok daha fazla. Bir malın veya hizmetin üretiminde kullanılan su miktarının tamamını ve kullanılan suyun türünü gösteren ölçeğe su ayak izi denir. Su ayak izimizi düşürmek için neler yapabiliriz sorusuna cevap aradığımız ve detaylı bilgilendirmelere yer verdiğimiz Su Ayak İzi yazımızı mutlaka okumanızı tavsiye ederiz.
Su Döngüsü
Dünyamızda sürekli akış halinde olan bir su döngüsü mevcut. Güneş enerjisi sebebiyle oluşan su buharı yoğunlaşarak bulutları oluştururken, rüzgarlar bu bulutları harekete geçirerek su buharını yayar. Bulutlar nemi tutamayacak duruma geldiklerinde nemi yağış olarak serbest bırakır. Bu su toprağa sızarak yer altı sularını, akışa geçerek gölleri, akarsu ve nehirleri besler. Yılda yaklaşık 400 milyar litre su bu döngüden geçiyor, yani dışardan bir müdahalede bulunulmadığı müddetçe tükenmeyecek bir kaynaktan bahsediyoruz. Bu döngü halindeki su, denge halindedir ve buna küresel su dengesi adı verilir.
Su Kıtlığının Önüne Geçebilmek Mümkün mü?
Basit ve ucuz bir yöntem olarak yağmur sularının depolanması, su kıtlığının önüne geçebilmek için oldukça etkili ve eski bir yöntem. İstanbul’da Bizans İmparatoru Jüstinyen (527–565) tarafından inşa edilen Yerebatan Sarnıcı 80 bin metreküp yağmur suyu depoluyor. 1500 yıl sonra birçok şehirde bu yöntem tekrarlanıyor.
Bu konuda iyi örneklerden biri ise İsrail’de uygulanıyor. İsrail, atık suların %86'sını arıtarak yeniden kullanıyor. Bu bakımdan dünya birincisi. İkinci sırada ise %19 ile İspanya geliyor.
Su kaynaklarının sürdürülebilir yönetilebilmesi için sanayide, tarımda ve içme suyu tüketiminde üç temel esas uygulamaya konmalı;
- Az Tüket (verimli kullan): Çamaşır ve bulaşık makinesinin tam kapasitede çalıştırılması, musluk başlarına su tasarruf aparatı takılması, sebze ve meyvelerin akan suyun altında değil su dolu bir kap içinde bekleterek temizlenmesi gibi…
- Yeniden Kullan (kullandığın suyu başka işlemde kullan): Kurutma makinesinden çıkan suyun biriktirilip balkon yıkamasında kullanılması, yumurta haşlanan su ile çiçeklerin sulanması gibi…
- Geri Dönüştür (arıttıktan sonra tekrar kullan): Büyük siteler, otel, AVM, ofis, okul gibi alanlardaki arıtılmış suyun; bahçe sulamasında, rezervuar beslemesinde, araç yıkamasında kullanılması gibi…
Bunların hepsi, günlük hayat içinde uygulanabilecek ve etkisi yüksek örneklerden sadece birkaçı.
Konuyla ilgili kısa ve farkındalık uyandıran belgesel önerilerimizi sunalım; “25 Litre” ve “Bir Su Hikayesi” belgesellerini izlediğinizde kendinizden bir parça bulacağınıza, alışkanlıklarınızı değiştirmek için harekete geçeceğinize eminiz.
Çocukluk resimlerimizi çocuklarımızın da yaşayabilmesi dileğiyle…

Kaynakça
http://awsassets.wwftr.panda.org/downloads/turkiyenin_su_riskleri__raporu_web.pdf
https://bilimgenc.tubitak.gov.tr/makale/gelecekteki-tehlike-su-kitligi